Proteinler, organizmamızın en küçük parçası olan hücrenin yapı taşıdır. Proteinlerin yapı taşları ise amino asitlerdir. Pek çok amino asit peptit bağlarla birbirine bağlanıp proteinleri oluşturur.
Proteinler, büyüme ve gelişme için gerekli besin maddelerinin başında gelir.
Doğada 300 civarında amino asit bulunur.
Bunlardan protein yapısına katılan 2o tanesi standart amino asitler olarak adlandırılır. DNA tarafından kodlanırlar. Her bir amino asit yapı ve özellik olarak birbirinden farklıdır.
Bu amino asitler çeşitli kombinasyonlarda bir araya gelirler ve 1000′ lerce farklı fonksiyona sahip protein yapıdaki makromolekülleri oluştururlar. Enzim, hormon, antikor gibi.
1806 yılında ilk amino asit Asparagin keşfedilmiştir.
Organizmamız için önemli olan dokuların, enzim, hormon ve hemoglobinin inşa edilebilmesi için bu 20 çeşit amino asidin hepsinin yeterli miktarda alınması gerekir.
Bu amino asitlerin bir veya birkaç tanesinin yeteri kadar alınamaması büyüme ve gelişmede olumsuz etkiler yapabilir.
İnsanlar ve hayvanlar vücut proteinlerini sentezlemek için besinlerle aldıkları proteinlerdeki amino asitleri kullanırlar.
Protein sentezinde kullanılan Amino asitlerin bir kısmı vücut tarafından sentezlenir, bir kısmı sentezlenemez. Bu özellikleri dikkate alındığında amino asitler iki gruba ayrılır.
Endojen Amino Asitler
Yazı İçeriği
Vücutta sentezlenebildiği için besinlerle alınması zorunlu olmayan, amino asitlere elzem olmayan amino asitler, endojen amino asitler ya da esansiyel olmayan amino asitler denir.
Bu amino asitler ya vücuttaki besinlerle alınmış proteinlerin yıkılması sonucunda ortaya çıkar ya da metabolik ara ürünlerden ve diğer amino asitlerden amino asitler sentezlenir.
Proteinlerde yaygın olarak bulunan bu amino asitler ise alanin, aspartik asit, serin, sistin, sistein, glutamik asit, glisin, trozin, prolin ve hidroksiprolindir.
Eksojen Amino Asitler
Vücut tarafından sentezlenemeyen ve dışarıdan alınması gereken amino asitler; Elzem amino asitler, Ekzojen amino asitler, temel amino asitler ya da esansiyel amino asitler olarak adlandırılır.
Dışarıdan besinler aracılığı ile alınan bu aminoasitler; valin, lösin, izolösin, treonin, metionin, fenilalanin, triptofan, lizindir.
Yarı Eksojen Amino Asitler
Çocuklar ve yetişme çağındaki kişiler için koşullu eksojen olarak kabul edilen iki amino asitten biri histidin diğeri ise arginin’dir. Kanser gibi Bazı hastalıklarda vücutta üretilebildiği halde geçici olarak üretilemeyen amino asitler olabilir. Bu amino asitler tekrar üretilme becerisi edinilene kadar dışarıdan alınmalıdır ve biz bu gruba da koşullu eksojen amino asitler diyoruz. Bu gruba örnek olarak arjinini verebiliriz.
Vücut için yeterli amino asitlerin alınamaması çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabilir
Büyümenin yavaşlaması ya da durması en önemli yetersizlik belirtileridir.
Kas kayıplarına neden olabilir.
Karaciğer ve sinir sisteminde bozukluklara yol açabilir.
Zihinsel gelişim bozukluklarına neden olur.
Kanda ve idrarda yapılan bazı testlerle bu amino asit miktarları ölçülebilmektedir.
Amino Asitleri Hangi Besinlerle Alırız?
Amino asitleri içeren proteinler, bitkisel ve hayvansal besinlerde bulunur.
Hayvansal besinlerdeki proteinler eksojen (esansiyel amino asitleri) amino asitleri, bitkisel besinlerdeki proteinler ise endojen (esansiyel olmayan) amino asitleri daha çok içerir.
Bu nedenle hayvansal besinlerdeki proteinler insan vücudu için daha kalitelidir.
1.Hayvansal protein kaynakları: Yumurta, sığır eti, tavuk eti, koyun eti, balık, karaciğer, böbrek, inek sütü, peynir, çökelek iyi kaliteli protein yönünden zengin kaynaklardır.
2.Bitkisel protein kaynakları: Patates, mısır, soya fasulyesi, nohut, mercimek, fasulye, pirinç, susam, yer fıstığı, fındık, ceviz ve buğday ürünleri protein yönünden zengin kaynaklardır. Bunların dışında ıspanak, taze fasulye, lahana, pırasa, marul gibi yeşil sebzeler ve taze meyveler protein açısından daha az zengindir.
Protein Kalitesi Ne Demektir?
Vücudun proteinden yararlanma derecesi proteinin kalitesini belirler.
Protein kalitesi, proteini oluşturan amino asitlerin çeşit ve miktarına, sindirim ve emilme durumuna, vücut proteinlerine çevrilmesine göre değişir.
3 grupta sınıflandırılabilir
Örnek protein: Anne sütü ve yumurta vücuda alındıklarında % 100‟ü kullanılır bundan dolayı örnek proteindir.
İyi kalite protein: Süt, et gibi diğer hayvansal besinlerin % 91–100 sindirildiği için bunlara da iyi kalite proteinler denir.
Düşük kaliteli protein: Elzem amino asitleri yeterli miktarda içermeyen proteinlere, “biyolojik değeri düşük protein” veya “düşük kaliteli protein” denir.
Bu grup proteinler vücutta tamamen sindirilemez. Ancak % 70–90 sindirildiği için vücudun bunlardan yararlanma derecesi düşüktür. Kuru baklagiller ve tahıllar düşük kaliteli proteinlere örnek olarak verilebilir.