Angina Pektoris Nedir?
Yazı İçeriği
Angina pektoris göğüste bulunan iman tahtası kemiği dediğimiz yerin olduğu bölgeye ağrı hissi veren ve genelde insanlarda bu ağrının sol kola, iki kola birden ya da sırt veya karın bölgesine hissettirdiği sıkıntı oluşturan bir ağrıdır. Ağrının kalp hastalıklarının bir belirtisi olabileceği göz önüne alındığında takibi ve tanısı değerlidir.
Ücretsiz Danışma Hattı: 0216 411 99 77
Angina pektoris insanda kalbi besleyen atardamarların hasar görmesi sonucunda kalbin yeterince oksijen alamaması ile kalp kasının kasılmasındaki sorunların oluşturduğu göğüs ağrısı olarak ortaya çıkmaktadır.
Yunanca Angina, boğulma anlamına gelirken ; Latince pektus göğüs demektir. Türkçeye göğüste boğulma, sıkışma anlamında çevrilebilir.
Dinlenme anında gelen Angina Pektoris yakın zamanda oluşacak kalp krizinin habercisi olabilir.
Angina Pektoris stabil, anstabil ve değişken angina olarak üç tipte görülmektedir.
Stabil Angina
Kararlı angina pektoris olarak ta bilinir.
Sıklıkla, efor(yoğun egzersiz) ve stres dönemlerinde kalbin ihtiyaç duyduğu oksijen miktarında artış ortaya çıkar. Kalbin oksijen ihtiyacının artmasıyla birlikte bu ihtiyacı karşılamak üzere kan sıvısının akış yoğunluğunda da artış olur.
Zaten hasar görmüş hatta plaklara bağlı daralmalar oluşmuş miyokardı besleyen atardamar bu hıza gerekli cevabı veremez. Yeterli beslenemeyen miyokardın kasılmalarındaki düzensizlikler ağrıya sebep olur. Oluşan bu tabloya stabil angina diyoruz.
Ağrı genellikle baskı, sıkışma ya da yanma tarzında olup çoğunlukla sırt ve karın bölgesi ile omuz, kol, boyun ve çeneye yayılım gösterebilen göğüs ağrısı ya da rahatsızlık hissidir.
Bu ağrı süreci istirahat ederek tedavi edilebilmektedir. Dinlenmekle geçmeyen bazı şikayetlerde doktorunuz sprey ya da dilaltı tableti önerebilmektedir. Bu ağrıya sahip olan insanlar yaşamlarını normal insanlar gibi sürdürmeye devam etmektedirler.
Fakat bazı hastalarda bu durum ilerleyen yaşlarda anstabil angina tipine dönmektedir.
Anstabil Angina
Anstabil angina, kararsız angina pektoris olarak ta bilinir. Kalp krizini içinde bulunduran bir ağrı tipidir.
Genelde istirahat halinde oluşan ve ataklar gösteren bir ağrıdır. Ağırlaşan ve 15 dakikayı geçen anjina ataklarının arından gelmeye başlar. Tedaviye yanıt vermeyecek şekilde gerçekleşen bu göğüs ağrısı atakları hastanın kötüleştiğini göstermektedir.
Anstabil göğüs ağrısı, stabil göğüs ağrısına nazaran çok daha şiddetli olmakta ve ağrılar daha uzun sürmektedir.
Anstabil angina hastalarında artık kalp krizi geçirme riski (MI) ve kalp durma riski endişe verici şekilde artar. Ağrılar göz ardı edilmemeli, hasta en kısa zamanda hastaneye ulaştırılmalı ve derhal tedavi yöntemlerine başvurulmalıdır.
Değişken Angina
Değişken angina, sıklıkla istirahat sırasında ve geceleri gerçekleşen bir göğüs ağrısı tipidir.
Oluşma sebebi ise koroner atardamarların spazm geçirmesidir. Bu tip hastaların çoğunluğunun bir kalp damarında şiddetli şekilde ateroskleroz görülmektedir.
Düşük oranla da olsa kalp kapağı hastalıklarına sahip olan insanlar ile hipertansiyon hastalarında değişken angina görülebilmektedir.
Madde bağımlılarında da görülebilmektedir.
Angina Pektoris Tanısı İçin Yapılan Testler
Angina testinin amacı kalp ile herhangi bir ilişkisi olmayan, tedavi edilebilme ihtimali olan göğüs ağrılarıyla, kalp krizine neden olan göğüs ağrılarını birbirinden ayırt edebilmektir.
Hasta kalp hasarı riskini düşündüren akut koroner sendromu ile hastaneye geldiğinde gerekli olan laboratuvar testleri ile çeşitli tetkikler yapılarak değerlendirilir.
Yapılan bu testler ağrıların nedeni ve hastalığın derecesini belirlemek için yapılmaktadır.
Mesele kalp olduğunda zaman çok değerlidir. Kalp kasının yeterince oksijenlenememesi kalpteki hücrelerin ölümüne sebep olur. Doğru ve zamanında tanı ile kalp hasar görmeden yada en minimum hasar aşamasında tedaviye başlanabilir.
Laboratuvar Testleri, Biyokimyasal Belirteçler
Kalbe özgü biyolojik belirteçler, kalp kas hücrelerinin zedelenmesi sonucunda salınan proteinler olmakla beraber angina pektorisi kalp krizinden ayırt etmek amacıyla yapılan belirteçlerdir.
- Troponin: Kalbi ilgilendiren bir belirteç olup kalp hasarı meydana geldikten sonra 1-2 saat içinde yükselecek ve hasardan sonraki birkaç hafta bu seviyelerde yüksek kalacaktır.
- CK-MB: Kreatin kinaz enziminin kalbe spesifik olan yani çoğunlukla kalp kasında bulunan ve kalp kası hücrelerinin hasarlanması sonucu kanda yüksek düzeylere çıkan belirteçtir.
- Mioglobin: İskelette bulunan kasların ya da kalp kasının hasara uğraması durumunda vücutta salınan bir protein türüdür.
- İskemiyle Modifiye Olmuş Albümin: Kardiyografi (EKG) ile istenen bir testtir. Tanısı tam olarak belli olmayan göğüs ağrısı çeken hastalarda iskemiyi ekarte edebilmek için umut verici olarak görülmektedir.
- BNP veya NT-proBNP: Kalp yetmezliği çeken bir vücut tarafından salınır. Artmış bir BNP seviyeleri kalp krizi tanısı değildir. Akut koroner teşhisi koyulmuş hastalarda kalp sorunlarının riskinin arttığını göstermektedir.
Kişi anstabil belirtileri ile hastaneye geldiğinde ilk etapta bu testlerden birkaçının yapılması istenir.
Sonraki aşamada ise konsantrasyonlardaki değişiklikleri araştırmak açısından 12 veya 16 saat içinde birkaç defa daha aynı testler istenir.
Sonuç olarak kalbe özgü olan bu belirteçler normal çıkarsa, o zaman belirtiler ve göğüs ağrılarının kalp kasına bağlı olma ihtimali çok düşüktür.
Eğer bu durum aksine ise yani biyokimyasal belirteçlerin düzeyleri yüksek çıkarsa göğüs ağrılarının stabil angina ile ilgili olması çok daha yüksektir.
Göğüs ağrısı çeken bir hastanın gerektiği durumlarda daha detaylı bakılmak üzere çok daha kapsamlı testlerde yaptırılabilir.
Bazen kalp dışı hastalıklar sebebiyle de göğüs bölgesinde ağrılara rastlanabilir. Bu gibi durumları göz ardı etmemek adına doktorunuz hastanın böbrekleri, karaciğeri, kan şekeri ve kan proteinleri gibi daha pek çok biyokimyasal belirteçlerine de bakılmasını uygun görebilir.
Laboratuvar testleri dışında yapılan tetkikler
Göğüs ağrısı ve görülen belirtileri değerlendirmek amacıyla hastadan alınan klinik özgeçmiş ile beraber laboratuvar testleri dışında farklı tetkikler de yapılır.
- Elektrokardiyografi (EKG)
- Sürekli EKG izlenimi
Bu testlerin sonucunda ortaya çıkan bulgulara göre hastadan şunlarda istenilebilir;
- Göğüs filmi
- Egzersiz testi
- Radyoizotop görüntüleme testi
- Ekokardiyografi
- Kalp kateterizasyonu
- Koroner anjiyografi
Tedavi Yöntemleri
Angina pektoris hastalığının çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Hastanın günlük yaşamında değişiklikler, gerekli olan ilaç tedavileri ya da hastanın durumuna göre cerrahi müdahaleler.
Koroner arter hastalığının yavaşlamasını sağlamak, risk oranının en alt seviyeye inmesini sağlamak, ağrıların ataklarını belirlemeye ve kontrol etmeye çalışmak amacıyla hastanın yaşam tarzında değişikliğe gitmesi önerilmektedir.
Hastanın hayatında yapacağı değişiklikler yüksek kan basıncının kontrolünü, kontrol altına alınmaya çalışılan kolesterol düzeyini aşağıya çekmeyi, ağır gelen egzersizleri hafifletmeyi, haddinden fazla kilo kaybını ve sigara kullanımını bırakmayı amaçlar.
Stabil angina da ağrıların devam ettiği süreçte ağrı durumunu takip etmek ve hangi durumlarda angina ataklarını harekete geçirdiğini bilmek tedavi için yararlı olmaktadır.
Hastanın yoğun stresli ortamlardan uzak durmasını sağlamak, aşırı yemek yemenin önüne geçmek bazı hastalarda göğüs ağrısı ataklarının sayısını azaltmaktadır.
Uzmanlar tarafından piyasaya sürülen yeni ilaçlar ve göğüs ağrısına ilişkin tedavi yönetmeleri sürekli olarak değerlendirilmektedir. Sizde ya da sevdiğiniz insanlarda engina pektoris belirtileri görülüyor ise size uygun tedavi yöntemi için doktorunuz ile görüşmelisiniz.