Bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesi pH ölçü birimi ile gösterilir. Canlı yaşamı için olmazsa olmaz olan kanda da belli bir pH’de asit ve alkalin (baz) bulunmaktadır.
Metabolizmanın doğru bir şekilde çalışması ve dokulara gerekli miktarlarda oksijen gitmesi için kanda bulunan asit ve alkalinin belli bir aralıkta yani belli bir pH’de olması gerekir. Sağlıklı bir insan için bu aralık 7.35 ve 7.45 gibi dar bir aralıktır.
Ücretsiz Destek Hattı: 0216 411 99 77
Çeşitli sebeplerle kan pH’sinin bu aralığın altına düşmesi ya da üstüne çıkması durumunda vücut fonksiyonları doğru şekilde çalışmamaktadır. Kandaki pH değerinin değişmesine de kanda bulunan aşırı miktarda asit ya da alkalin neden olmaktadır. Bu duruma Asidoz ve Alkaloz denmektedir.
Asidoz, kanda bulunan aşırı asit nedeniyle pH’nin 7.35’in altına düşmesi, Alkaloz ise kanda bulunan yüksek miktardaki alkali nedeniyle pH seviyesinin 7.45’in üstüne çıkması durumudur. Bu durumlara pek çok rahatsızlık ve hastalık sebebiyet verebilir.
Metabolizma, çoğu karbonik asit olmak üzere çok miktarda asit üretmektedir. Bunun yanı sıra az miktarda olmak üzere laktik asit, ketoasitler ve diğer organik asitler de üretmektedir. Üretilen bu asitlerin, pH dengesinin sağlanması için nötralize edilmesi ya da yok edilmesi gerekir.
Bazen her iki durumun da gerçekleşmesi gerekli olur. Bu kapsamda kan pH’sini düzenleyen organlar akciğer ve böbrektir. Akciğer bu dengenin sağlanmasında solunumu kullanır. Fazla miktardaki asit, nefes verilirken karbondioksit şeklinde dışarı atılıdır.
Karbondioksitin solukla dışarı atılması nedeniyle nefes alış ve veriş hızının artırılması ya da azaltılması çok kısa süreler içerisinde kan pH’sini değiştirebilir.
Böbrek ise kandaki pH seviyesini asitleri idrar ile atarak düzenler. İdrarın atılmasıyla kandaki bikarbonat seviyesi dengelenir. Bikarbonat, bir alkalidir.
Bikarbonat seviyesindeki değişiklikler pH değerini karbondioksitteki değişmeler kadar hızlı etkilememektedir. Bu süreç saatlerce ve bazen günlerce sürmektedir.
Normal bir vücutta bu iki organ söz konusu bu işlemi her zaman gerçekleştirmekte ve kan pH’sini sürekli olarak dengelemektedir.
Bu organların dışında pH değerlerinin dengede kalmasını sağlayan diğer unsurlarda bulunmaktadır. Bunlar kanda bulanan hemoglobin, plazma proteinleri, bikarbonat ve fosfat gibi tamponlama sistemleridir.
Vücutta asit üretimini arttıran unsurlar şunlar olabilir:
- Asit içeren maddelerin üretilmesi.
- Kandaki pH dengesini koruyan organların düzgün çalışmaması.
- Alkali atılımının artması.
Bu gibi durumlar kan pH’sini 7.35’in altına düşürmekte ve bu da Asidoz oluşturmaktadır. Kan pH’sinin 7.45’in üstüne çıktığı zamanlarda ise Alkaloz oluşmaktadır. Buna sebebiyet veren durumlar ise şu şekilde sıralanabilir:
- Uzun süre kusmak.
- Uzun süre susuz kalmak.
- Alkali tüketimi ya da alkali verilmesi.
- Solukla karbondioksit atılımının yüksek miktarda olması.
Tüm bunların dışında akciğer, böbrek veya solunumu etkileyen hastalıklar ya da metabolizmayı olumsuz etkileyen durumlar da Asidoz ya da Alkaloz’a neden olabilmektedir.
Asit ve Alkaloz anormallikleri iki kategoride incelenmektedir. Bu kategoriler şöyledir:
- Solunumsal Asidoz ve Solunumsal Alkaloz: Bu durumlar solunumu etkileyen ve karbondioksit atılımındaki değişiklikler sonucu oluşan asit ve baz bozukluklarına işarettir. Normal solunumu olumsuz olarak etkileyen akciğer hastalıkları ve akciğer rahatsızları gibi durumlar sonucu oluşur.
- Metabolik Asidoz ve Metabolik Alkaloz: Bu durumlarda asit ve baz dengesini bozan sebepler; böbrek hastalıkları, elektrolit bozuklukları, diyare ve kullanılan bazı ilaçlar, metabolizmayı olumsuz etkileyen hastalıklar sayılabilir. Bunlar sonucunda bikarbonat değerlerindeki değişim nedeniyle Metabolik Asidoz ya da Metabolik Alkaloz oluşabilmektedir.
Asidoz ve Alkaloz Bulguları
Yazı İçeriği
Asidoz, bitkinlik, mide bulantısı ve kusma gibi semptomlarla ilişkilendirilebilir. Bununla birlikte herhangi bir bulgunun gözlemlenmediği durumlar da söz konusudur.
Ayrıca solunum hızında artışa, derin nefes alışına, baş ağrılarına ve zihin bulanıklıklarına neden olabilir ve kasılma nöbetlerine, komaya girmeye ve ölümlere sebebiyet verebilir.
Alkaloz, genelde potasyum kaybına neden olduğu için huzursuz hissetme, dermansızlık ve kramp gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Asit ve baz bozukluklarının ana nedenini oluşturan Solunumsal Asidoz ve Solunumsal Alkaloz ile Metabolik Asidoz ve Metabolik Alkaloz durumlarına sebep veren koşullar şöyledir:
Solunumsal Asidoz;
- Her türlü akciğer hastalıkları
- Çeşitli sebepler nedeniyle ki bu sebepler kullanılan ilaçlar veya solunumu etkileyen hastalıklar olabilir, solunum hızdaki yavaşlama
- Pnömotoraks yani akciğerlerle göğüs duvarı arasında olmaması gerek hava varlığı nedeniyle solunumda meydana gelen bozulmalar ve akciğerlerin görevlerini tam yerine getirememesi
- Çeşitli solunum hastalıkları
- Çeşitli kas kaynaklı hastalıklar
- Çeşitli sinir sistemi hastalıkları
- Hava alıp verme sürecinde besinlerin ya da yabancı cisimlerin neden olduğu tıkanıklık
Solunumsal Alkaloz;
- Karaciğer hastalıkları ve karaciğer yetmezliği
- Aspirin gibi ilaçlar
- Çeşitli nedenlerle oluşan hiperventilasyon, yani hızlı nefes alıp verme
- Akçiğerin kanlanmasına neden olan pulmoner konjestiyon hastalığı ya da akciğer embolisi
- Zatürre
- Ateş
- Merkezi sinir sistemi tümörü
- Meninjit, ensefalit gibi merkezi sinir sistemini etkileyen hastalıklar
Metabolik Asidoz;
Metabolik Asidoz durumunun görülme nedeni bikarbonat kaybı ya da asidin artması sebebiyle bikarbonatın azalmasıdır. Bu durumun nedenleri ise şöyledir:
- Aşırı alkol tüketimi sonucu kanda artan keton miktarına bağlı olarak asit seviyesindeki artış
- Vücudun yeterli insülin üretememesi sonucu kanda artan keton miktarı nedeniyle yükselen asit miktarı
- Laktik asidin vücutta birikmesi sonucu artan asit miktarı
- Böbrek yetmezliği
- Çeşitli toksinler
- Uzun süreli kusma, ishal gibi nedenlerle mide ve bağırsaklarda oluşan bikarbonat kaybı
Metabolik Alkaloz;
Metabolik Alkaloz’un nedeni asit miktarındaki artış ya da bikarbonat miktarının yükselişidir. Bu durma yol açan nedenler ise şöyledir:
- Uzun süreli olarak kusma
- Uzun süre susuz kalma yani dehidrasyon
- Vücuda çeşitli şekillerde alkali veya bikarbonat alımı
- Kullanılan idrar sökücüler
Yapılan Testlerin Amacı
Asidoz ve Alkaloz için yapılan testlerin amaçlarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Söz konusu hastada mevcut bir asit ve baz bozukluğu var mı öğrenmek
- Eğer bozukluk varsa bozukluğun büyüklüğünü belirlemek
- Bu bozukluğa neden olan sebeplere tanı koymak
Tüm bunların yanı sıra ciddi hastalıkları, kronik akciğer hastalığı olanları ve asit ve baz dengesini kötü yönde etkileyen hastalıkları ve rahatsızlıkları olanları takip maksatlı olarak da bu testler yapılabilmektedir.
Yapılan Test Çeşitleri
Ait ve baz bozukluklarının tanımlanması için kullanılan iki farklı test yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemler Kan Gazları Testi ve Elektrolit Testi’dir.
Kan Gazları Testi
Toplar damar yerine bir atar damardan alınan kan numunesine uygulanan bir testtir. Bu test ile kanda bulunan oksijen ve karbondioksit miktarı öğrenilmiş olur ve bu şekilde de bikarbonat miktarı hesaplanabilir. Kompansasyon, bu testin önemli bir unsurudur.
Kompansasyon: Vücut pH’yi dengeye getirmek adına işlemler yaptığında bikarbonat ve kandaki oksijen olması gereken aralıkta bulunmaz. Bunlardan biri çok yüksek ya da çok alçak bir düzeyde ise diğeri buna zıt yönde hareket ederek pH’yi olması gereken aralığa döndürecektir. Bu duruma Kompansasyon denir.
- Metabolik Asidoz’un neden olduğu asit-baz bozukluğunda bikarbonat çok fazla düşer, kandaki oksijen miktarı bikarbonata göre daha az oranda düşer. Bu durumda vücudun kompansasyon tepkisi hızlı solunum sağlayarak daha fazla karbondioksit atılmasına imkan vermektir.
- Metabolik Alkaloz nedenli asit-baz bozukluğunda kandaki oksijen miktarı artar, bikarbonat miktarı ise çok daha fazla bir oranda artar. Bu durumda vücudun kompansasyon mekanizması karbondioksit atılımını azaltmak adına solunumu yavaşlatmak şeklinde olur.
- Solunumsal Asidoz’un neden olduğu asit-baz bozukluğunda bikarbonat oranı artar, bu artışa oranla daha fazla bir seviyede kandaki oksijen miktarı da artar. Bu durumda vücut böbreklerde bulunan bikarbonat seviyesini ve asit atılımını artırarak kompansasyonu sağlar.
- Solunumsal Alkaloz nedeniyle oluşan asit-baz bozukluğunda kandaki oksijen miktarı çok fazla düşer, bikarbonat ise bu seviyeye oranla daha az bir miktarda düşer. Bu durumda vücut kompansasyon mekanizması atılan asit miktarını ve bikarbonat seviyesini azaltmak şeklinde reaksiyon gösterir.
Elektrolit Testi
Koldaki bir damardan alınan kan örneğinin incelenmesi ile yapılan testtir. Bu testte incelenen unsurlar kandaki sodyum, potasyum, klorür ve bikarbonat elektrolitleridir. Vücuttaki sıvı düzeyi, elektrolitlerin seviyeleri ve asit-baz dengesi birbirleri ile ilişki halindedir.
Bu unsurlardan herhangi birinde yaşanan değişmeler diğerlerini de etkilemektedir. Elektrolit testi bu açıdan asit ve baz dengesinin durumu hakkında tanı koyabilme adına kullanılmaktadır.
Bu elektrolitlerin birinde veya birkaçında meydana gelen artma ya da azalma, asit-baz bozukluklarına neden olabilmektedir.
Metabolik Asidoz hastalığı olan bir kişide elektrolit testinin sonuçları kapsamında, oluşan asit ve baz dengesindeki bozukluğun nedenini bulmak adına anyon açığı hesaplanır. Bu çerçevede anyon açığındaki artışa ya da azalışa bağlı olarak çeşitli tanılar konabilir.
Aspirin alımı ya da idrar söktürücü kullanımı gibi durumlarda kişide aynı anda birden fazla asit ve baz bozukluğu durumu görülebilir.
Örneğin aspirin alalarda hem Solunum Alkaloz hem de Metabolik Asidoz durumu oluşabilir. Bu gibi durumlarda oluşması gereken kompansasyonu hesaplamak adına elektrolit testinin sonuçları kullanılabilir.
Asidoz ve Alkaloz Tedavisi
Asidoz ve Alkaloz hastalarının çoğuna tedavi amaçlı olarak doğrudan müdahale edilmez. Yani pH dengesinin sağlanması adına direkt müdahale söz konusu olmamaktadır. Ancak hayati düzeyde düşük pH seviyeleri için doktor tarafından toplar damar içerisine uygulanan bikarbonat tedavisi yapılabilmektedir.
Asidoz ve Alkaloz tedavisi noktasında önemli olan dengesizliğin altında yatan nedenlerin araştırılmasıdır.
Bu dengesizliğin nedeni herhangi bir hastalık mı yoksa bir rahatsızlık mı ya da bir dış etken mi gibi sorulara cevap aramak ve bu noktada gerekli testleri, incelemeleri, değerlendirmeleri yapmak tedavi sürecinin en doğru şekilde işlemesi noktasında önemlidir.
Bu aşamalar sonucu elde edilen bulgular çerçevesinde pH değerindeki dengesizliğin kaynağı bulunarak gerekli tedavi sürecine geçilmektedir.
Merhaba asidoz testi yaptırmak istiyorum bununla ilgili bilgi rica ediyorum Teşekkürler
merhabalar,05531989979 telefon numarımız ile iletişime geçebilirsiniz.Sağlıklı günler dileriz.